9.11.06

kasımpatı seni çok düşünmüştüm dalımdayken
kuşların uykusuna dağılan yaprakları
bir gün ayılacak olmanın korkusunu…
ayrılacak olmanın, bunu bir de.

O piyanonun sesini nasıl unuturum, yakamda eylül.
uğultulu yağmurları, yangın tarihleri ezberlemiş adamları
solduğum tarifelerde beni bul, yakamda eylül
celplerde adım geçmiyor, aşk mektuplarında
tutanaklarda, davetiyelerde… rüzgarda adım geçmiyor.
fotoğraflarda yaşlanıyor annem, babam nerde.
nerde ayıldıydım, uyandığım nerde, ilk ses kimden geldi,
kim uydu suya akıp giderek dupduru en önce?
bunu bir de.
seslerden vapurlar geçiyor, dudaklar iskelesine.
tınıyı biliyorum. eski bir kasabaya tayinim çıkıyor
faytonlar uçuşuyor, pencere kenarına taşınıyor yataklar
kimse hatırlamıyor beni bu yaz. sürgün, gözlerine

ah kasımpatı bazen yorgun şeyler düşünüyorum,
elimi alnıma koyuyorum sözgelimi bir kır kahvesinde.
gonca’ya bakıyorum boynuna bahar gelmiş,
donuyor ama içimdeki sinema perdesi.
çok eskiden bir gün seçiyorsak ikimiz için
onu, sadece…

Evet güzlere doğru sarı bir yolcuyum işte
çardakların serinliğine bırakmışım gönlümü,
kışı unutuyorum, pencereleri, uzuyor taş merdivenler,
benim yerime başkası seçiyor şarkıları.

kasımpatı;
apartman aralarını düşünüyorum yalnız kalınca,
kalorifere yakın perdelerin hüznünü.
en çok bir kadının ömrüme değen ayak parmaklarını
ürperip geri çekilen,
çekilirken ateşe verdiği şehirlerde
yanan yerlerimin yangını ne çok sevdiğini bilse!

sadece bunu, bir bilse!

*Onur Caymaz'ın bizi yine bitirdiği andır sevgili arkadaşlar. Bu şiiri bir kaç gündür; kâh gecenin köründe kalkıp, kâh öğle yemeği paydoslarında cebimden çıkarıp okuyorum. Kasımpatı'nın; hüzne saldığı bizlerin, iç kanamalarını en güzel anlatan şiir'dir.

ayrıca Onur'un "30 yaş..." yazısınıda okumanızı tavsiye derim.

2 comments:

Onur Caymaz said...

yahu kadir. ne ince adamsın sen...
çok yaşayasın...

onurcaymaz@hotmail.com

Müdüriyet said...

Burası çok güzel... Kumbaracı Yokuşu'ndan söz ediyorum. Burada Mihrimah Sultan var, Leb-i Derya var, South Park var, küçük kurabiye dükkanı var. Sevgili arkadaşım Cem'in atölyesi var. Pasaj Müzik var ki, zaman zaman Şebo ile F.D. ile bile karşılaşabiliyoruz bu yokuşta. Sokaklardan geçmezsen hayal olur uzaklar demiyor mu? Afşar Timuçin sonra... Biz o sokaklardan geçeriz, artiztanbul'u destekleriz... Bu güzel asker arkadaşımızı "gözlerinden amansız bir hasretle öperiz?"

P.S. Camyaz'a not; Reis, buralara bile uzanmış kolun; korkulur valla senden?