1.10.06

bu gün hergünkinden pekte farklı değildi,
hergünkiden'in nasıl yazılacağını bilmeyen bir edebiyat aşığı olarak kendimden utanmıyorum. Çünkü bu dünyada kendinden utanması gerekenler ağızları bir karış gezedurularken, ki gezedururlarken'i de yalnış yazıyorum. Utanmıyorum.

Dün çocukluk günlerimden bir gün gibiydi sanki. İstinye tersanesinde kurulan panayırın ortasındaki balerinin eteğinde bir ben. Etrafta onlarca meraklı insan, aileleriyle gelmiş çocuklar ve kızlar. Utanmıyorum, Çünkü utanılacak bir şey yapmak; öylece duruverirken bir mecliste, geğirmek veya osurmaktan başka bişey gibi gelmiyor bize.

Sonra kızların erkeklere ince bir bakış attıktan sonra pas vermemeleri kadar ayıp olmamalı yaptığım. Yusuf'la birlikte bir kısa film çekesimiz geldi dün gece, Yusufu tanımazsın sen, kıbrısda sinama okuduktan sonra bi film şirketinde montajcılık yapmakta. Filmin adını "rekalto" koymaktan başka çaremiz kalmadı.

imza babasının oğlu alpacino

2 comments:

Mathy said...

üstelik "yalnış"ı da yanlış yazıyosun...:))) ben de hep yanlış yazarım, yazdıktan sonra da düşünürüm...hangisi doğruydu diye...doğru cevap; "bence de" de...:PPPP

ah benim yarim, aklım said...

zaten bu kadar çok seviyor olmasam sözcükleri, tüm harfleri yalnış yazardım sanırım.
Utanmıyorum,
nazımla n.f.kısaküreği ard-arda okuduktan sonra çimenlerde yürüyor gibi oluyorum,
burgazada'da bir şairin evini ziyaret ettim de bugün,
tüm şiirler üzerime geliyor sanıyorum.