24.9.06


"ne dinliyorum özelliğini aç"
kişisel iletiniz "teoman-istanbulda sonbahar" olarak değiştirildi"

Sonbahar geldimi dersin? geldi derdim böyle bir soru sorsaydın.
Ne biliyim. O eldivenlerinin kesik parmakları kadar çok seviyorum seni bile derdim bak.
Şimdi gözlerini kapat ve hayal et.
Kuruçeşme parkının sol alt tarafında, denize en yakın beyaz bir bankta, ellerin ellerimde, eldivenlerin "erkek arkadaşıyla buluşmaya giden ablasının yanında olması ve onları birbirlerinden elinden geldiğince uzak tutması gerekirken, canı sıkılan ve güvercinleri sayan kızkardeşler gibi"
Başın omzumda, üzerinde krem rengi bi palto, üzerimde büyük yükü bu sevda'nın.
Canım çıksa, çıkan canımı alıp bir saksıya diksen bu aşk ancak bir sonraki sonbahar'a.
Bir park düşün, parkın ortasında iki yürek, sonbahar, tanıştığımız gün susam attığımız yavru güvercinlerin büyüdüklerini görebilmek.
bide, seni sevebilmek işte.
"seni sevebilmek"

1 comment:

Mathy said...

ben bu filmi izledimmmm...çok etkileyiciydi çokkk ...sessiz sinema oynarken insanların bu filmi anlatamaması da bi o kadar eğlendirici...ben de aşk için ağlamak istiyorum...ama yaş itibarıyla artık aşk diye bişeyin olmadığına inandığım için ağlayabileceğimi sanmıyorum...istemekle yetiniyorum...