asala; Onlarca Türk yurttaşı'ının kanını dökerken; bırakın tepki vermeyi, acıyan gözlerle bile bakmayan ermenistan "Hrant Dink"in öldürülmesine'de herhangi bir tepki göstermedi.
Çünkü "Biz insanı en güzel şekilde yarattık." diyor Kur'ân-ı Kerim. Ama ardından diyor ki, "Sonra onu aşağı âlemlerin en aşağısına indirdik." Başkasının acısını kendi etinden et koparılmış gibi yaşayamadıktan sonra, eşref-i mahlukat payesini nasıl hak edebilir ki insan oğlu, insan kızı insan? Nedir en güzel şekilde yaratıldığı halde, bu kadar pür, böylesine özel olduğu halde ta aşağı âlemlerin de aşağısına inmesine sebep olan Adem oğullarının, Havva kızlarının? Tüm ömrümüz boyunca, vaktiyle o düştüğümüz mertebeye yeniden çıkabilmek, kendimizi geliştirmek, gönül gözümüzü açmak, herhangi bir milletten, etnik kökenden filan değil, her şeyden evvel insan olabilmek ve kâinatı içimizde eritmek için sonsuz çaba göstermekle yükümlü değil miyiz? Yüreğini genişlete genişlete, anlayışla, aşkla... Bu âlemde öğretmen değil, öğrenci olduğunu unutmadan, başkalarından da, yabancıdan da, farklı olandan da, hatta senin fikirlerini zerre kadar paylaşmayandan da öğrenecek bir şeylerin olduğunu akıldan, tevazuyu özünden çıkarmadan... Rakel'in gözpınarları kurur da, bir insan canına kıyabilecek kadar insanı insanlıktan uzaklaştıran kinin ve şiddetin ve hamasetin kaynağı kurumaz mı?
Böyle onaylamayan yorumlar çok itici oluyor, pardon o yüzden, ama yine de söylemek istedim: bu çıkarımın varsayımı neye dayanıyor, emin olamadım. Belki de üzüldü Ermenistan, nereden biliyoruz? Gelen dışişleri bk. yard.sı hepimiz üzüldük diyor mesela: http://ntvmsnbc.com/news/397982.asp.
İçimizde ayrım yapmama mesajı olumlu ama bu sefer de dışarıda düşmanlar yaratmayalım. Onlar bize, bizim onlara olduğumuzdan çok daha olumlu yaklaşıyorlarmış gibi geliyor bana (ekonomik olarak ihtiyaçları olduğundan olsa da).
3 comments:
İki ara bir dere....
Çünkü "Biz insanı en güzel şekilde yarattık." diyor Kur'ân-ı Kerim. Ama ardından diyor ki, "Sonra onu aşağı âlemlerin en aşağısına indirdik." Başkasının acısını kendi etinden et koparılmış gibi yaşayamadıktan sonra, eşref-i mahlukat payesini nasıl hak edebilir ki insan oğlu, insan kızı insan? Nedir en güzel şekilde yaratıldığı halde, bu kadar pür, böylesine özel olduğu halde ta aşağı âlemlerin de aşağısına inmesine sebep olan Adem oğullarının, Havva kızlarının? Tüm ömrümüz boyunca, vaktiyle o düştüğümüz mertebeye yeniden çıkabilmek, kendimizi geliştirmek, gönül gözümüzü açmak, herhangi bir milletten, etnik kökenden filan değil, her şeyden evvel insan olabilmek ve kâinatı içimizde eritmek için sonsuz çaba göstermekle yükümlü değil miyiz? Yüreğini genişlete genişlete, anlayışla, aşkla... Bu âlemde öğretmen değil, öğrenci olduğunu unutmadan, başkalarından da, yabancıdan da, farklı olandan da, hatta senin fikirlerini zerre kadar paylaşmayandan da öğrenecek bir şeylerin olduğunu akıldan, tevazuyu özünden çıkarmadan... Rakel'in gözpınarları kurur da, bir insan canına kıyabilecek kadar insanı insanlıktan uzaklaştıran kinin ve şiddetin ve hamasetin kaynağı kurumaz mı?
mutlaka okumusundur.
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=491349
Böyle onaylamayan yorumlar çok itici oluyor, pardon o yüzden, ama yine de söylemek istedim: bu çıkarımın varsayımı neye dayanıyor, emin olamadım. Belki de üzüldü Ermenistan, nereden biliyoruz? Gelen dışişleri bk. yard.sı hepimiz üzüldük diyor mesela: http://ntvmsnbc.com/news/397982.asp.
İçimizde ayrım yapmama mesajı olumlu ama bu sefer de dışarıda düşmanlar yaratmayalım.
Onlar bize, bizim onlara olduğumuzdan çok daha olumlu yaklaşıyorlarmış gibi geliyor bana (ekonomik olarak ihtiyaçları olduğundan olsa da).
Post a Comment